2 Şubat 2012 Perşembe

Sinek Isırıklarının Müellifi / Barış Bıçakçı / İletişim Yayınları



Adı                : Sinek Isırıklarının Müellifi
Yazar            : Barış Bıçakçı
Çeviren         : -
Sayfa            : 166
Yayın Evi     : İletişim  
Baskı            : 1. Baskı Kasım 2011, İstanbul
Fiyat            : 13,00 TL



* Keder hep en olmadık yerde gizlidir.
sf. 6

* Kötü hatıralar nedense hep kol mesafesinde durur.
sf. 9

* Aforizma... Hani şu kahvaltıda ekmeğin üzerine sürdüğümüz beyaz ve kıvamlı şey. Sizi beslemez ama tok tutar.
sf. 12

* İstanbul ile Ankara karşılaştırması yaptı. İstanbul'a giden herkes dönüşte böyle bir kıyaslama getirir, lokum gibi ya da pişmanşiye, saray helvası, bolçi gibi.
sf. 24

* ''İstanbul'da insanların tek amacı İstanbul'un tadını çıkarmak gibi görünüyor. Avına dişlerini geçirmeye çalışan yırtıcı hayvanlara benziyorlar. Ankara'ya istesende dişini geçiremezsin, bir sürü üst geçit var.''
sf. 24

* ''İstanbul'da gün boyu dolaşırken dünyanın haline üzüldüm. Ankara'da insan sadece Ankara'nın haline üzülüyor. ''
sf. 24

* Musluğu tekrar taktı, vanayı açtı, sızıntı kesilmişti. Halbuli sızıntı hep vardır, ip gibi, yaşadıklarımızdan, okuduğumuz kitaplardan, seyrettiğimiz filmlerden zihnimize akan bir şeyler hep vardır.
sf. 36

* gidecekmisin yoksa kalacak mısın bilmemek gençliğe özgü bir şey değil mi zaten! Ne istediğini yaşlılar bilir.
sf. 51

* Askerler babamı almak için geldiklerinde annemin Buırda dergilerinin model paftalarını gizli planlarmış gibi dikkatle incelemişler, ne olduğunu anlamadıkları için de oracıkta paramparça etmişlerdi. Askerler çok az şey biliyorlardı, bilmedikleri şeylerden korkuyor, yok etmek istiyorkardı. Biz askerlerden daha çok şey biliyorduk ve biz de bildiğimiz dünyanın bir an önce yıkılıp gitmesini istiyorduk.
sf. 71

* Zaten bu dünyada çoğunluğu, herkesin kendisine hayran olduğunu düşünenler ile kimsenin kendisini sevmediğini düşünenler oluşturur, geri kalanlar ise Vüs'at O. Bener okurudur.
sf. 114

* Büyük yalanlar çabucak taraftar toplar.
sf. 135

* Hayat tesadüflerle doludur ve o kadar doludur ki, insan günün birinde kendi ihtiyarlığına tesadüf edebilir.
sf. 153

* Yazmak bir bakıma anlatılmaya değmez olanı anlatmaktır. Böylelikle anlmasız olanı anlamlı kılmaya cüret etmektir.
sf. 159

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder