11 Ocak 2013 Cuma

Denizlerin Davası (Halit Çelenk Anlatıyor) / Mustafa Balbay / Cumhuriyet Kitapları






Adı               : Denizlerin Davası (Halit Çelenk Anlatıyor)
Yazar           : Mustafa Balbay
Çeviren        : -
Sayfa           : 132
Yayınevi     : Cumhuriyet Kitapları
Baskı           : 1. Baskı
Fiyat           : 14,00 TL




*  Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının yargılanması diye bir şey yoktur, bu bir infazdır. (Halit Çelenk)
sf. 22

* Denizler yürürlükteki 1961 Anayasası'nın uygulanmasını istediler, kabul edilemez bir mantıkla anayasayı ortadan kaldırmak suçundan yargılandılar. bu suçtan ölüm cezasına çarptırıldılar. (H.Ç)
sf. 24

* Hakim Tuğgeneral Kemal Gökçen ve Albay Nahit Saçlıoğlu Denizlerin idamı kararlarına karşı işlenen fiillerin TCK'nın 168. maddesindeki suça uyduğunu söylemişler 168. maddede idam değil ağır hapis cezasıdır. 
sf. 24

* İdam kararı Meclis'e gittiği zaman, Adalet Partili milletvekilleri Meclis'te ''üçe üç'' diye bağırdılar. Üçe üç dedikleri zaman Menderes, Zorlu, Polatkan'a karşılık Deniz, Yusuf, Hüseyin'i ima ediyorlardı. (H.Ç)
sf. 26

* Hüseyin İnan:''Elli yılın bütün hesabını yirmi gençten soruyorlar... İddianameyi okuduğum zaman, cezanın suça değil, suçun cezaya uydurulmaya çalışıldığını gördüm...''
sf. 27

* 12 Mart 1971 Türkiye'nin emperyalizmle olan bütünleşmesinin en belirgin ve hızlı dönemlerindendir. Amerikan emperyalizminin Uzakdoğu'dan kovulması, Ortadoğu'yu bir odak olarak seçmesi, afyon sorunu, Türkiye'de Amerikan aleyhtarı öğrenci hareketleri, gösteriler, Kıbrıs'ın NATO'ya bağlanması planları 12 Mart'ın tezgahlanmasında önemli rol oynamıştır. (H.Ç)
sf. 28

* İdam kararı Denizler yakalandığında verilmiştir. Ceza onların eylemlerine değil dünya görüşlerineydi.(H.Ç)
sf. 35

* O dönemde ordu komutanları bile İncirlik üssüne girip istedikleri yere giremezlerdi. Amerikalılar Türkiye'de işledikleri suçlardan dolayı Türk mahkemelerinde yargılanamazlardı.
sf. 35

* 1959'da yapılan bir ikili anlaşmaya göre hükümet talebi halinde, Amerika'nın Türkiye'ye müdahale hakkı tanınıyordu.
   Denizler tam bağımsız Türkiye istiyorlardı suçları buydu. (H.Ç)
sf.36

* İdam kararları Meclis'in gündeminde 30. sıradayken bir anda başa alınmıştır çünkü TBMM'nin sağ partileri bu işin bir an önce bitirilmesi gerektiğine inanıyordu. (H.Ç)
sf.38

* Çok zor günlerdi onlar. Kolay değil. Onlara diyeceğim ki ölüm orucundan vazgeçin ve sehpaya gidin. (H.Ç)
sf. 42

* O dönemde Mustafa Kemal'e ve Kurtuluş savaşına saygı Denizler dahil tüm sosyalist ve komünist siyasal akımların benimsediği bir ilkeydi. (H.Ç)
sf. 47

* Denizlerin savunmasında Kurtuluş savaşı ile ilgili bir bölümde şöyle yazmaktadır:''Kurtuluş savaşı, Türkiye halkının emperyalizme ve onun emrindeki dahili güçlere karşı verdiği bir direnme savaşıdır... Yurdumuzun bağımsızlığı için giriştiğimiz bu kavgada Kurtuluş Savaşımızda şehit olanların onurlarını ve ulusumuzun kaderini korumaya kararlı olduğumuzu bildiriyoruz. Kurtuluş Savaşımızın tüm şehitlerine selam olsun.''
sf. 48

* Ama şunu söylemek zorundayız onlar ne kadar Atatürk'ü sevselerde Denizler sosyalisttiler.
sf. 48

* Deniz Gezmiş avukatları Halit Çelenk ve Mükerrem Erdoğan'ı görünce ''Geldiğinize sevindim. Ölüme nasıl gittiğimizi gözlerinizle görüp yarınki kuşaklara doğru anlatasınız diye sizlerin tanık olmanızı istedik. Bizi Cebeci Mezarlığı'na Taylan'ın yanına gömün'' demiştir.
sf. 52

* CHP, kararın biçim ve esas yönünden iptali için Genel Başkan İsmet İnönü imzasıyla Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu.
sf. 69

* Senatoda bulunan 27 Mayıs'çı askerler idam kararlarına karşıydılar. Hatta bize iki avukat önerdiler. (H.Ç)
sf. 72

* CHP başından beri infazlara karşı oldu. Hem TBMM komisyonlarında, Meclis'te ve Senatoda infazları engellemeye çalıştılar.
sf. 76

* İki Askeri Yargıtay Üyesi; Nahit Saçlıoğlu ve Kemal Gökçen adamlara karşı, karşı oy kullanmışlardır. Onlara göre:''1961 Anayasasın'dan sonra işbaşına gelen iktidarlar Anayasa'da öngörülen reformları yapmış olsalar, sosyal güvenliği, çağdaş müspet bilimin egemenliğini sağlasalardı ve doğru bir seçim sistemi uygulanabilseydi, olaylar öğrenci hareketleri düzeyini aşmayabilirdi''
sf. 82

* Alper Karabacalı'nın gençlik hareketleri araştırmasına göre bu topraklarda bilinen ilk eylem 1550'ler de yapılmıştır. Bunlara da ''Medreseli ayaklanmaları'' ya da ''Suhte isyanları'' diye anılır.
sf. 91

* 28 Mart tarihli Cumhuriyet gazetesinde Mahir Çayan ve arkadaşları için ''şehir eşkiyaları'' benzetmesi yapılmıştır.   

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder