Adı : Deniz Kıyısında Koşan Ala Köpek
Yazar : Cengiz Aytmatov
Çeviren : -
Sayfa : 127
Yayınevi : Elips Kitap
Baskı : 4. Baskı
Fiyat : 5,00 TL
Yıldırım Sesli Manasçı;
* Bu sırada o mavi göl muazzam kayalar kaosunun ve kar yığınlarının arasından gökyüzünü inceliyor, suyun karanlık derinliklerini kucaklıyor ve canlı bir vücut gibi yumuşak, güzel ve yavaş hareketli dalgalarından oluşan kaslarını şişiriyordu. Amaçsız doğan ve ölen dalgalardı bunlar.
sf. 18
* Dünyada, insan hafızası zamana meydan okur. İnsanın kendi hayatı, göz açıp kapayıncaya kadar geçen zaman kadar kısadır. Ölümsüz olan düşüncedir, fikirdir. Ve bu fikirler insandan insana geçer.
sf. 21
sf. 25
Deniz Kıyısında Koşan Ala Köpek;
* Deniz, insanları hiç sevmez, çünkü insanoğlu denizden çok karaya bağlı...
sf. 32
* İnsan bu hayata çok küçük yaşta başlamalı, alışmalıdır. Bunun için eskiler ''Aklı Tanrı verir, ama beceri çocukken öğrenilir'' demişler.
sf. 35
* Büyük deniz buydu demek. Böyle görkemli bir manzara ile karşılaşacağını hiç düşünmemişti Kiriks. Her yer su idi. Kımıldayan, ağır mı ağır bir su. Ansızın doğan ve hemen ölen dalgalar, sonra karanlık, dipsiz, kaygı verici bir derinlik, gökyüzünde ise erişilmez yükseklikte uçuşan beyaz bulutlar... Başka hiç bir şey yok. Bütün dünya tek bir deniz olmuştu: Ne kışı ne de yazı var, ne bir tepesi ne de vadisi...
sf. 43
* Çocuk, kara ile denizin farkını da anlıyordu şimdi; insan karada olunca karayı hiç düşünmez, ama denizde olunca, denizden başka bir şey düşünemez.
sf. 44
* İnsan düşünürdü, düşüncesiyle denizin ve göğün yüceliğine erişirdi. Ve yüce düşüncelerinde, doğa güçleriyle evrenin derinliği ve yüksekliği ile bir tutardı kendini. İşte bu yüzden insan, yaşadıkça, deniz kadar, gökyüzünün sonsuzluğu kadar yüce ve güçlü olacaktır. Çünkü düşünceler sonsuzdur.
sf. 50
* Bu deniz benim kaderim
Bu sular gözyaşım.
sf. 52
* Normal bir düş, sonradan hatırlansa bile az zamanda unutulur giderdi.
sf. 56
* Nasıl oluyordu bu? İnsanın düşünde arzularına kavuşması gerçekten imkansız mıydı? Kim hükmediyordu buna? Bütün bu olayların ardında kim vardı, ne vardı, ne demek istiyordu?
sf. 58
* Eskiden övündüğü nesi varsa hepsi yok olup gitmişti ve ölüm hiç de uzak değildi artık. Ama göğüsünde ki yüreği yine gençlik yıllarındaki arzularla, tutkuyla çarpıyor, gönlü kocamıyordu. Ne büyük bir felaketti gönlün hiç yaşlanmaması!
sf. 58
* Bir ara hava hafifçe aydınlandı, denizin ta bir ucunda, belki dünyanın öbür ucunda, güneş kendini gösterdi.
sf. 70
* Sis dağılmıyor, dağılacağa benzemiyordu. Kımıldamıyordu bile. Sanki, havsala almayacak derecede büyük bir dev, dünya dışından gelmiş, soludukça insanın içine işleyen bir nem çıkaran korkunç bir yaratık, yeri, göğü, denizi, bütün evreni yutuvermişti...
sf. 84
* İnsan mantığının kabul ettiği bir şeyi vücudu kolay kolay kabul edemez.
sf. 91
* Çürümekte, ölmekte olan bir ağacın kökleri üzerinde hala dik durmasını gibi duruyordu...
sf. 92
sf. 95
sf. 95
sf. 100
sf.115
sf. 124
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder